KOSOVA PRİZREN’DE BİR SEMPOZYUM ÜZERİNE

Okuma Süresi: 6 dakika
A+
A-
KOSOVA PRİZREN’DE BİR SEMPOZYUM ÜZERİNE
REKLAM ALANI

2015, benim için yurt içi ve dışı bilimsel faaliyetler bakımından  en yoğun yıllardan biri oldu. Bahar ve yaz aylarındaki faaliyetlerimin bir kısmını gazetemizdeki köşemde dile getirmiştim. Ekim ve kasım aylarındaki peş peşe gelen faaliyetlerimi yazmaya ancak yeni fırsat bulabildim.

14-16 Ekim 2015 tarihleri arasında merkezi Nevşehir’in Hacıbektaş ilçesinde bulunan Kamuya Yararlı Dernek statüsündeki Hacı Bektaş Velî Kültür Derneğince Kosova’nın Prizren  şehrinde düzenlenen “Uluslararası Balkanlarda Bektaşîlik ve Bektaşî Edebiyatı Ssempozyumu”na katılıp bir bildiri sunma şansını yaşadık. Sempozyum, T.C. Başbakanlık Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansının (TİKA) maddi desteği ve merkezi Prizren’de bulunan Prof. Dr. Nimetullah Hafız’ın başkanlığını yaptığı Balkan Türkoloji Merkezinin (BAL-TAM) işbirliğiyle düzenlenmişti. TİKA, yerinde bir görüşle Balkanlardaki önemli Bektaşî dergâhlarının gezilmesini sağlamak amacıyla Türkiye’den katılımcılara bir otobüs tahsis etmişti.

12 Ekim 2015 tarihinde 45 kişiyle başlayan Hacıbektaş-Ankara-Bolu-İstanbul-Edirne güzergâhlı seyahatimizde ilk durak 13 Ekim 2015 öğleden önce Yunanistan’ın Dimetoka (Didimotiho) Ruşenler köyündeki Kızıldeli Ali Sultan Dergâhı oldu. Aynı gün Kavala ve Selanik gezildi. Ertesi sabah Atatürk’ün doğduğu ev ziyaret edilerek Makedonya’ya geçildi. Ohri şehrinden sonra Kalkandelen’deki  Harabatî Baba Dergâhı gece geç saatlerde gezilip Üsküp’te (Skopje) otelde istirahat edildi. 15 Ekim 2015 tarihinde öğlene doğru Kosova’da Bursa’ya benzeyen, Türklerin en yoğun yaşadıkları Prizren şehrine ulaştık, otelimize yerleştik. Öğle yemeğinden sonra saat 16.00’da sempozyum başladı.Açılışta; Prof. Dr. Nimetullah Hafız, Mustafa Özcivan (H.B. Kültür Derneği Başkanı), Hayrettin İvgin (Dünya Söz Akademisi Başkanı), Eyüp Yavuz Ümütlü (TİKA Kosova Koordinatörü) ve T.C. Kosova Büyükelçisi Kıvılcım Kılıç  birer konuşma yaptılar. Açılış konuşmalarının ardından bildirilerin sunulmasına geçildi. İlk bildiriyi ben sundum. Büyükelçinin de dinlediği bildirimin konusu; “Bosna Hersek’in Osmanlı Siyasal ve Kültürel Hayatındaki Yeri ve Bu Eyalette Alevî Bektaşî Edebiyatının İzleri”ydi. 16 Ekim 2015 günü, bütün gün boyunca bildirilerin sunulmasına devam edildi. Türkiye’den Prof. Dr. Fuat Bozkurt, Yrd. Doç. Dr. Mehmet Yardımcı, Yrd. Doç. Dr. Zeki Gürel, Yrd. Doç. Dr. Nazlı Rânâ Gürel, Nail Tan, Hayrettin İvgin, M. Sabri Koz, Necdet Kurt, Gülağ Öz, Sevgi Öz, Ayhan Aydın, Kamber Özcivan ve Osman Baş bildirilerini sundular. Ayrıca; Arnavutluk, Kosova ve Makedonya’dan gelen katılımcılar da konuşmalarını yaptılar. Sempozyum, Değerlendirme Oturumu’yla son buldu. Azerbaycanlı bir doçent, Azerbaycan-Kosova diplomatik ilişkileri kopukluğu yüzünden Üsküp’te kaldı. Kosova’ya giremedi.

17 Ekim 2015 Cumartesi günü Priştine yakınında Kosova Ovası’ndaki Sultan I. Murat Türbesi ziyaret edildi, yanındaki müze gezildi. Aynı gün Bulgaristan’a geçip Varna’ya ulaştık. Otelde dinlendik. 18 Ekim 2015 günü Bulgaristan gezimiz başladı. Bulgaristan’da ona yakın önemli Bektaşî dergâhı, türbesi var. Bunlardan ikisini; Akyazılı Sultan Dergâhı ile Demir Baba Dergâhı’nı 18 Ekim Pazar günü, Elmalı Baba Dergâhı ile Otman Baba Dergâhı’nı ise 19 Ekim 2015 Pazartesi günü gezdik, ziyaret ettik. İçlerinde; en bakımlı olanları, Kırcaali yakınındaki Elmalı Baba Dergâhı ile Otman Baba Dergâhı’ydı.Ziyaretimizi tamamlayıp 19 Ekim 2015 öğleden sonra Türkiye’ye döndük. Edirne’deki Selimiye Camisi’ni gezmeyi ihmal etmedik. Köfte, yoğurt yiyip memleket hasretini giderdik. 20 Ekim 2015 günü Ankara’daydık.

Seyahat sırasında Kastamonu’yla ilgili bir bilgi de karşımıza geldi. Rehberimiz Yunanistan’da Batı Rumeli’de bilgi verirken, bir bölgeden geçerken (Dimetoka’dan sonra); “Bu bölgede vaktiyle Kastamonulular yaşamış. Oradan gelip burada bağ yetiştirmişler, şarap yapmışlar.” dedi. Ben de hatırlıyorum. Hürriyet gazetesinde böyle bir haber yayımlanmıştı. Kesmiştim. Serbest bir zamanımda dosyalarımı karıştırıp bulacağım.

Alevî, Bektaşî değilim ama araştırma alanım dolayısıyla Alevîlik ve Bektaşîlikle yakından ilgileniyorum. Onlarla güzel dostluklarım var. Kültürlerini araştırdığım için beni sevip sayıyorlar. Bu sebeble de bilimsel toplantılarına sık sık davet ediliyorum. Bu seyahat dolayısıyla Osmanlı Devleti’nin Balkanlardaki kültürel mirasının bir bölümünü görmüş, tanımış olduk. Avrupa Birliğine girdikten sonra Yunanistan ve Bulgaristan’da siyasî kültürdeki değişiklik dikkatimizi çekti. Eskiden harap hâldeki, dergâhlar onarılmış, bir kısmı müzeye dönüştürülmüş. Kastamonulu akademisyen ve kültür adamlarına benzeri gezileri hararetle tavsiye ederim.

Nail TAN

REKLAM ALANI